- değmek
- Í-er -e1. 触摸, 接触, 碰到: Başı tavana değiyor. 他的头触到了天花板。Elektrik telleri saçağa değiyor. 电线搭在房檐上了。Elim ateşe değdi. 我的手碰到了火。2. 到达, 达到, 抵达: Yolladığı para anasının eline henüz değmedi. 他妈妈还没有收到他寄来的钱。3. 打中, 击中, 命中, 射中: Kurşun hedefe değdi. 子弹射中目标。4. 触动: Acısı canıma değdi. 他的痛苦打动了我。İt değmekle deniz pis olamaz. 成́ 一泡狗尿脏不了大海; 身正不怕影斜, 脚正不怕鞋歪。◇ değme gitsin (我)无法表达, (我)难以描述: Öyle sevindim ki değme gitsin. 我高兴得说不出话来。◆ Değme sarhoşa yıkılana kadar gitsin. 刚愎自用的人再劝也没用, 他不撞南墙不回头。II-er (nsz, -e)1. 值: Bu tablo milyon değer. 这幅画值1百万。2. 值得: Bu binaya bir milyon vermeğe değer. 这座楼值得花1百万。Bu manzara görülmeye değer. 这个景色值得一看。3. 令人满意: Bu kahve değdi doğrusu. 这咖啡确实不错。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.